Kaleiçi' ni severim ama nedense çok bilmem ve sayılı gitmişimdir. Geçen gün yürüyüş yaparken yolumuz düştü. Fal bakanlardan birine yakalandım. Önde teyzem ve annem vardı, ilk ışığı onlarda gördü, onlar falcı da ışık görmedikleri için umursamadılar, arkada beni yakaladı 'kesin sana bakmam lazım' deyip itiraz etmeme aldırmadan elimi tutttu zorla. Normal şartlarda bunu yapamazdı ama o gün fazla mı yumuşak yüzlüydüm bilmiyorum. Benim ' üzerimde param yok' sözüme aldırmadan '3 lira, beğenmezsen bedava' dedi. Bizimkiler, kanmayacağımı bildiklerinden önden önden gittiler. Herkese söylenebilecek, standart ve pozitif falıma baktı ablam ' sonra nazar var dur sana nazar duası okuyayım' dedi. Çaresiz bir şekilde kabul ettim, zaten başka şansım yoktu. Mani-tekerleme arası cümleleri peşpeşe sıraladı, en son cümle çok güzeldi yalnız. 'Tavuk parası helal olsun mu', helal olsun diyemedim :-)
İşin komiği, 50 TL. dışında sadece 1,5 Liram .var, utanmadan onu çıkardım verdim :-) Ben cüzdanımı çıkarırken 'bozuk olmasın, kağıt olsun' diye uyarmıştı da üstelik beni. 'Kağıt param yok' diye, yalan da söyledim mi üstüne. Falına baktır, nazar tekerlemesi okut, üstüne sakız parası ver.
Onlar da öğrenmişler yalnız, evrene pozitif mesajlar göndermeyi. Ne yalan söyleyeyim, söyledikleri hoşuma gitmedi değil :-)
Yorumlar
Yorum Gönder