Bir gün kitap rafları arasında dolaşırken “İçimizdeki Şeytan” adı ile dikkatimi
çekti. Bir ara bu İçimizdeki Canavar’a takmıştım. Bununla ilgili bir şeyler
yazmaya çalışmıştım. Sanırım kitabı görmem de aynı zamanlara denk geldi. Yazarı
da Sabahatin Ali olunca hiç düşünmeden kitabı sevdim ve aldım.
Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna yazarımızın en bilinen
eserlerindendir. Bir yazısı yüzüne tutuklanmış, üç ay hapis yatmış ve sürekli izlendiği için, 1948 yılında
yurtdışına kaçmak isterken öldürülmüştür. Öyküleri, şiirleri de vardır. Büyük
bir romancı ve büyük bir hikayecidir. Solcu bir aydındır. Yaşadığı dönemin
göreceli özgürlük ortamında oldukça cesurdur. Kürk Mantolu Madonna son yılların
en çok okunan kitaplarından biri olma özelliğini taşıyor. İnsan ruhunu çok iyi
anlattığı için olabilir mi?
İçimizdeki Şeytan realist bir üslupla yazılmış. Tirat
anlatımı ile dikkat çekiyor kitap. İkinci Dünya Savaşı öncesi sosyal, siyasi ve
fikir ayrılıklarına da değiniyor kitap. Kitabın önsözü şeklinde Selim İleri’nin
yazdıkları ile başlıyor. Yazarın yaşadığı dönemi ve Sabahattin Ali’nin
eserlerini sevmesini anlatmış uzun uzun. Kitap
ile ilgili okuduğum yorumlarda ara karakterlerden birinin Necip Fazıl’ı,
birinin de Peyami Safa’yı anlattığı yazıyor.
Hikayemizin kahramanları Macide, Ömer ve Bedri. Ömer ve
Macide’nin ilk karşılaşması İstanbul’da bir vapurda oluyor. Tesadüfler sonucu tanışıyorlar. Macide’nin
ailesi Balıkesir’de yaşamaktadır ve Macide’yi İstanbul’daki akrabalarının
yanına konservatuvar okuması için göndermişlerdir. Ömer ilk görüşte aşık olur
Macide’ye. Macide aklı başında, ağırbaşlı ve
zeki bir kızdır. Ömer ise özgürlüğüne düşkün ve oldukça akıllı; ama
aklını faydalı şekilde kullanamayan, postanedeki memurluğu ile kıt kanaat
geçinen biridir. Sonrasında gelişen olaylar neticesinde Macide tartışarak evden
ayrılır ve Ömer’in yanına taşınır. Ömer Macide’yi çok sevmesine rağmen zaman
zaman onu üzecek şekilde davranmaktadır. Bunların sorumlusu olarak da ‘İçindeki
Şeytan’ı suçlamaktadır.
“İsteyip istemediğimi
doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia
ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum. Buna ‘İçimdeki
Şeytan’ diyordum.”
Macide ise onun bu hali üzerine çok kafa yorar. İkisi zıt
karakterlerdedir. Tesadüfler devam eder ve Macide’nin karşısına yaşam, sevdiği
lise müzik öğretmeni Bedri’yi çıkarır. Macide, Ömer ve Bedri’nin hikayesi
ilginç bir sonla biter.
“İyilik demek kimseye
kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Belki herkeste var..Fakat insan olan onu söküp atmasını, yahut boğmasını
biliyor. Dokunmadan bırakmak, bir gün başını kaldırmasına meydan vermek olur.”
İrade dediğimiz şey, adalet, vicdan duygumuzun kuvvetli
olması gibi özelliklerin birleşimi belki daha fazlası güçlü bir kişilik
oluşturarak hepimizin içinde var olan ‘şeytan’ı öldürmez mi? Hepimizin içinde
bir şeytan var, kimimiz onu öldürmeyi, kimimiz besleyip, kendine ortak yapmayı
seçiyor, hepsi bu!
#Anı #Felsefe #Pozitif #Neşeli #Günlük #Duygusal #Kitap #İnsanlar #Aşk #Dostluk #Arkadaşlık #Sevmek #Yaşam #SabahattinAli #İçimizdekiŞeytan
Yorumlar
Yorum Gönder