Ana içeriğe atla

MUTLULUK NE TARAFTA ? :-)



Mutlu olmak - herkesin derdi bu sanırım. Bu konuda yazılanlardan kilometrelerce yol olur. Ben buldum kendimce şifresini. 'Tutku'. Hayat da her insanın bir tutkusu olmalı, illa olacak diye bir kural yok tabi; ama olan insanlar daha mutlu oluyor bu bir gerçek.

Bir hobi, bir uğraş, mutlaka bir şeyler olmalı. Yaratıcı insan, yeni bir şeyler ortaya çıkaran insan mutlu oluyor. Çok amatörce yaptığım bir kapı süsüm var. Kapıya astık, gören anaokulu öğrencisi falan yaptı diye düşünebilir :-); ama ben çok seviyorum onu, kapıda kalacak, gördükçe beni gülümsetiyor.

Yardımsever, birine faydası dokunan insanlardansanız bilirsiniz, birinin mutluluğuna sebep olmak, hayatında olumlu bir fark yaratmak karşınızdakini mutlu ettiği gibi, size de ışıltısı yansır.

Hobisi olan insan, spor yapan insan; bu insanlar da diğerlerinden kalın bir çizgiyle ayrılıyor. Sevdiğimiz ne varsa daha fazla yapalım. Mesela ben denize gidince şarj oluyorum resmen, suyun içindeyken ya da kenarında otururken kıyıya çarptıkça minik minik dalgalar, her sorunun üstesinden geleceğimi düşünüyorum. Her güzel kapıyı açacağıma inanıyorum.. 10 yaş gençleşiyorum :-)





Yorumlar

  1. Bu yazı güzelmiş, tebrikler. Hobisi olan insan, spor yapan insan; bu insanlar da diğerlerinden kalın bir çizgiyle ayrılıyor." fikrine kesinlikle katılıyorum.

    Bir de kapı süsünün resmini görebilir miyiz acaba?
    Sevgi Kunut Açan

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim:) foto düşünmemiştim nedense

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR KİTAP - ROMANTİKA

Size Romantika’yı anlatmaya çalışacağım desem, umursamayacaksınız, biliyorum. Şu Çılgın Türkler’in yazarı, Turgut Özakman’ın yazdığı bir kitap dersem? Turgut Özakman’dan romantik bir aşk hikayesi. İlk basım tarihi Ocak 2000, benim okuduğum ise yedinci baskısı. Yaklaşık beş yıldır aklımda; ama bir türlü alıp okuyamamıştım, hep araya başka kitaplar girdi, unuttum. Romantika, yazarımızın ikinci kitabıdır. Yazarımızın, Diriliş-Çanakkale, Cumhuriyet-Türk Mucizesi gibi çok değerli kitapları bazı kitaplarındandır. 28 Eylül 2013’te, 83 yaşında vefat etmiştir. Geçen yine farklı bir kitabı almak için gitmiştim, yokmuş, rafta Romantika’ya takıldım, aradığım kitap da yoktu, demek bu kitabı okuma zamanım gelmişti. Elime aldım, sayfalarını çevirdim, beni saracak gibi hissettim, kitap kapağı da çok güzel. Kabartma şeklinde iki kelebek.  Hikayeyi romanımızın kahramanı Doğan Hoca’nın kızı Şirin’den dinliyoruz. Doğan Hoca 1960’lı yıllarda, sanat tarihi kürsüsünde aydın bir doçenttir. Sağ-sol çat

BİR KİTAP - KORKU - OSHO

Osho’yu bilmeyenimiz yoktur. Daha çocuk denecek yaşlarda, başkaları tarafından ezberletileni kabullenmektense, kendi gerçekliğini deneyimlemeyi tercih etmiştir. Kendisi ‘Asi Ruh’ olarak da anılıyor. 1931 yılında Hindistan’da doğmuştur. Tüm Hindistan’ı dolaşarak, tutucu din adamlarına meydan okumuştur. Hiçbir geleneğe ait olmadığını söyleyen Osho’nun, öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki sevenlerine yaptığı konuşmalar otuzdan fazla dile çevrilmiş, altı yüzden fazla cilt halinde yayımlanmıştır. 1985 yılında yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçlamasıyla gözaltına alınmış ve bu sırada yavaş yavaş zehirlendiği söylenmiştir. Osho, Doğu’nun meditasyon teknikleri ile Batı’nın terapi yöntemlerine yepyeni bir bakış açısı getirmiştir. Toplum, din, politika, felsefe, psikoloji ve insanın varoluş ilişkisini ele alan Osho, bu konularda ileri sürdüğü oldukça cesur ve kalıpları kıran savları, söylemleri ve iddiaları ile birçok otoritenin tepkisini çekmiştir. Bazen dine karşı bazen dinin

İNSANIN CANININ ÇOK SIKILDIĞI YAŞLAR

Onbeşli yaşlarımı hatırladım bugün, hatta tam onbeş kısmını. Nereden, ne sebeple hatırladım bilmiyorum. O yaşlarda Zonguldak'ta yaşıyordum. Dört katlı bir apartmanın giriş katında oturuyorduk, evin önünde küçük bir bahçe vardı. Sağımızda üç katlı bir apartman vardı. Her bir kat birbirinden bağımsızdı. Alt katta genç evli bir abla vardı, onu çok severdik. Rize'li komik biriydi. Orta katta ise, bir dairede altmışlı yaşlarında bir teyzemiz vardı. Allah huzur içinde yatırsın, çok tatlı, şeker gibi biriydi. Kafa dengiydi, onbeşli yaşlarda bazılarının canı çok sıkılır, ne yapacağını bilemez. Ben de öyleydim :-) Annemi kandıramazsak, o teyzeye söylerdik, sahile vb. bir yerlere gitmek için. Onun bitişiğindeki dairede de, Erzurum'dan gelmiş bir aile yaşardı. Üç tane kızı vardı ve tuvalet camları bizim sokak kapımıza bakıyordu. Bizim kapı zili çalmışsa ya da kapı açılmışsa ve lavobada biri varsa mutlaka kafasını bir çıkarırdı oradan :-)(anne veya üç kızından biri)  Sol tarafım