Ana içeriğe atla

BİR KİTAP - ŞEYTAN VE GENÇ KADIN




"İnsanın sahip olabileceği en değerli şeyi yitirmiştim ben: insanlara duyulan güveni."


Herşeyin bir sebebi ve zamanı olduğunu düşünürsek, yıllardır kitaplıkta duran Şeytan ve Genç Kadın'ın okunma zamanı 2015 Mart ayıymış.


Hikaye Bescos isimli, kendi halinde, gelişme kaydedememiş küçük bir kasabada geçiyor. Yüz sekizi kadın, yüz yetmiş üçü erkekten oluşan bu kasabanın tek genç insanı Chantal isimli bir kadındır. Genç biri için oldukça sıkıcı bir durum olmalı bu. Chantal köyün otel barında garsonluk yapmaktadır. Kimsesi yoktur. Kasabadan kurtulup büyük şehirlere gitmek istemektedir; ama bunu gerçekleştirecek ne parası ne de cesareti vardır. Hikaye, bir hafta içinde gerçekleşiyor ve bitiyor. Kasabaya orta yaşlarda Carlos isimli yabancı bir adamın gelmesi ile birlikte olaylar başlıyor. Yabancı, bir haftalık konaklama ücretini peşin olarak öder. Kasabaya gelme amacı vardır. Bu hedefine ulaşmak için aracı olarak Chantal’i seçer kendisine. Chantal ise herşeyden habersiz, monoton yaşamını renklendirmek için Carlos ile tanışır. Carlos ormanda gezintiye çıktığı bir sırada onu takip eden Chantal, onun çantasından külçe külçe altın çıkarıp farklı farklı yerlere gömdüğünü görür. Yabancı izlendiğini fark eder ve genç kadının hayatını alt üst edecek olan teklifi yapar. Carlos, sahip olduğu altınları kasaba halkına vermek istediğini, karşılığında ise, kasaba halkının bir hafta içinde, bir kişiyi kurban etmesi gerektiğini söyler. Yabancının teklif ettiği altınlar, kasabanın gelişmesine ve rahat yaşamasına fazlasıyla yetecek kadardır.


Adının Carlos olduğunu söyleyen yabancı, genç kadına, bunu kasaba halkına o duyurmazsa, kendisinin duyuracağını ve o zaman kurban edilecek kişinin, genç kadın olabileceğini söyler.

Kitapta diğer dikkat çeken karakter ise Berta isimli yaşlı bir kadın. Berta’nın kocası ölmüştür, günlerini kapısının önünde oturarak ve kendi kendine konuşarak geçirir. Cadı lakabı ile anılan Berta, aslında ölen kocası ile iletişim halindedir ve kocasından, kasabanın başına kötü bir olay geleceğini duymuştur.

Carlos eskiden büyük bir firmada silah mühendisi olarak çalışmıştır. Birgün kanunsuz işler yapan bir örgüt ailesini kaçırır. Her dürüst vatandaş gibi polise haber verir ve örgüt bunu fark edince, ailesini onun ürettiği silahlarla öldürür. Carlos o günden sonra herkese ve her şeye inancını kaybeder. İşinden ayrılıp, avare bir şekilde dünyayı gezmeye başlar. Hep merak ettiği;

“Acaba bir an insafa gelip ellerindeki rehineleri serbest bırakmak istediler mi? İyi ile Kötü’nün karşılaştığı kısacık bir an, saniyenin binde biri kadar bir zaman var mı? Varsa o anda İyi Kötü’ye üstün gelebilir mi?”

Dünya’nın her yerinden milyonlarca okura ulaşmayı başaran yazarımızın, yazarlıkta yirmi dokuzuncu yılıdır. Romanları, hayatı sorgulamamızı sağlayan bir bilgelikle yazılmıştır. Simyacı, yazarımızın en bilinen eseridir. Birçok ödüle sahip olan Paulo Coelho, Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve Brezilya Edebiyat Akademisi üyesidir. Kitaplarının 170 ülkede, 80 dilde yayımlanmış olması da dikkat çekiyor.

Adem ve Havva’nın varoluşundan bu yana başlayan İyi ile Kötü’nün mücadelesi hiç bitmez.

Sizce Chantal ne yapacak? Kendisi mi söyleyecek bunu? Sonra ne olacak, sizce kasaba altınlara sahip olacak mı?

"İyi ile kötünün yüzü aynıdır.Her insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır herşey”


Kitabın Künyesi:

Kitabın Adı: Şeytan ve Genç Kadın

Yazarı: Paulo Coelho

Yayınevi: Can

Sayfa Sayısı: 198

Çeviren: İlknur Özdemir

#Anı #Felsefe #Pozitif #Neşeli #Günlük #Duygusal #Kitap #İnsanlar #Aşk #Dostluk #Arkadaşlık #Sevmek #Yaşam #PauloCoelho #ŞeytanveGençKadın


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR KİTAP - ROMANTİKA

Size Romantika’yı anlatmaya çalışacağım desem, umursamayacaksınız, biliyorum. Şu Çılgın Türkler’in yazarı, Turgut Özakman’ın yazdığı bir kitap dersem? Turgut Özakman’dan romantik bir aşk hikayesi. İlk basım tarihi Ocak 2000, benim okuduğum ise yedinci baskısı. Yaklaşık beş yıldır aklımda; ama bir türlü alıp okuyamamıştım, hep araya başka kitaplar girdi, unuttum. Romantika, yazarımızın ikinci kitabıdır. Yazarımızın, Diriliş-Çanakkale, Cumhuriyet-Türk Mucizesi gibi çok değerli kitapları bazı kitaplarındandır. 28 Eylül 2013’te, 83 yaşında vefat etmiştir. Geçen yine farklı bir kitabı almak için gitmiştim, yokmuş, rafta Romantika’ya takıldım, aradığım kitap da yoktu, demek bu kitabı okuma zamanım gelmişti. Elime aldım, sayfalarını çevirdim, beni saracak gibi hissettim, kitap kapağı da çok güzel. Kabartma şeklinde iki kelebek.  Hikayeyi romanımızın kahramanı Doğan Hoca’nın kızı Şirin’den dinliyoruz. Doğan Hoca 1960’lı yıllarda, sanat tarihi kürsüsünde aydın bir doçenttir. Sağ-sol çat

BİR KİTAP - KORKU - OSHO

Osho’yu bilmeyenimiz yoktur. Daha çocuk denecek yaşlarda, başkaları tarafından ezberletileni kabullenmektense, kendi gerçekliğini deneyimlemeyi tercih etmiştir. Kendisi ‘Asi Ruh’ olarak da anılıyor. 1931 yılında Hindistan’da doğmuştur. Tüm Hindistan’ı dolaşarak, tutucu din adamlarına meydan okumuştur. Hiçbir geleneğe ait olmadığını söyleyen Osho’nun, öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki sevenlerine yaptığı konuşmalar otuzdan fazla dile çevrilmiş, altı yüzden fazla cilt halinde yayımlanmıştır. 1985 yılında yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçlamasıyla gözaltına alınmış ve bu sırada yavaş yavaş zehirlendiği söylenmiştir. Osho, Doğu’nun meditasyon teknikleri ile Batı’nın terapi yöntemlerine yepyeni bir bakış açısı getirmiştir. Toplum, din, politika, felsefe, psikoloji ve insanın varoluş ilişkisini ele alan Osho, bu konularda ileri sürdüğü oldukça cesur ve kalıpları kıran savları, söylemleri ve iddiaları ile birçok otoritenin tepkisini çekmiştir. Bazen dine karşı bazen dinin

"BOŞ KAYIK"

Karşı kıyısına geçiyorsa insan bir ırmağın Ve kendi sandalına boş bir kayık çarparsa, Aksi bir insan olmasına rağmen Çok öfkelenmeyecektir. Ancak kayıkta bir insan görürse Uzak durması için bağıracaktır ona. Feryadı duyulmazsa, tekrar bağıracaktır, Ve bir daha ve lanet okumaya başlayacaktır. Ve bunların hepsi kayıkta biri olduğu için. Eğer kayık boş olsaydı, Bağırmayacak ve öfkelenmeyecekti. Boşaltabilirsen kayığını Dünya ırmağını geçerken, Kimse sana engel olmayacak, Kimse sana zarar vermeye çalışmayacaktır.                                                     OSHO Bu şiiri ilk okuduğumda çok sevmiştim, bugün bir dostum, Osho'nun 'Boş Kayık' kitabından bir şey paylaşmış, onu okuyunca, hemen aklıma bu şiiri geldi. Okuyunca tekrar sevdim, hatta daha çok sevdim. İnsanın, bazen bazı şeyleri anlamlandırışı, yorumlayışı, zaman içerisinde değişebiliyor.