Ana içeriğe atla

BİR KİTAP - SONSUZA KADAR


Susana Tamaro güç bir çocukluk dönemi geçirdi. 18 yaşında tanık olduğu Friuli depremi ve 25 yaşındayken geçirdiği ölümcül hastalık kendisinde derin izler bıraktı. 27 yaşında yazmaya başladı.Yazarın, 1994’ te yayımlanan ‘Yüreğinin Götürdüğü Yere Git’ adlı romanı aylarca liste başı oldu ve yazarı büyük bir üne kavuşturdu. 

Kitabımıza gelince;

Kitabımızın kahramanı Doktor Matteo, hayatının aşkı ve oğlu ile mutlu bir hayat sürerken hayat beklenmedik bir kötü sürpriz çıkarır karşısına. Hamile eşini ve oğlunu bir trafik kazasında kaybeder. Uzmanların ve çevresinin, eşinin intihar ettiği üzerine yorumları, Matteo’ nun ‘Neden’ sorusuna cevap bulamayışı ile hayatını iyice bir çıkmaza sokar. İnancı zayıf olmasına rağmen, medyum ve rahiplerde arar sorunun cevabını. 

Hayat ona ikinci bir şans verir. Kendini iyi hissetmesini sağlayan, onu saf bir sevgiyle seven Larissa ile tanışır. Sorusuna cevap bulamayışı, korkularını yenemeyişi ve arkadaşının yanlış yönlendirmesi hata yapmasına sebep olur. Ve hamile kalan Larissa onu tutumundan dolayı terkeder. Huzura eremeyişi mesleğini bırakmasına sebep olur. ‘Neden’ sorusuna cevap bulur bir gün ve yeniden doğmuş gibi hisseder. Artık Larissa ve doğacak bebeği ile bir gelecek hayali kurabileceğini düşünür fakat geç kalmıştır. Larissa izini kaybettirmiştir.

Sonrasında pişmanlıkla geçen yıllar, yalnız bir hayat, yalnız bir adam. Hiç beklemediği bir anda, sürpriz bir misafir gelir. Ona geçmişi tekrar hatırlatan..”


Bazı kitaplar kalbinize dokunur..bir paragrafı, bir cümlesi bazen.Okuduğum kitap bir iz bıraksın, farkındalığımı arttırsın diyorsanız bu kitabı okumalısınız. 

Yaşam yolunda ilerlerken, hatalar yaparız, düşe kalka öğrenir, tecrübe ediniriz. Zaman zaman bu deneyimlerimizden gerekli dersi alıp, daha az düşmeyi öğreniriz, daha az canımız yanar, olaylara bakış açımız değişir. “Yenilgiyi kabullenmek yerine ilerleyebilmek için, her seferinde yeni bir yol keşfetmek gerekir.” Bazen de, tersi olur , kitaptaki Matteo gibi, üzüntümüz girdap olur, huzur-mutluluk yanımızdan geçip giderken seyirci kalmakla kalmaz, onu kovalarız. ‘Neden’ sorusu ve cevabını bulamayışı, yıllarına mal olur Matteo’ nun.. Pişmanlığın acısını Matteo kadar hissettiriyor yazarımız. Üstüne dizi dizi seminerler, eğitimler düzenlenen ‘İlişkiler’ için de güzel ipuçları veriyor kitabımız. Matteo’ nun görme engelli babası da bize güzel bir hayat dersi veriyor. 







“Tanrı yeryüzüne onu besleyen soluğunu verdi.

Onun nefesi her şeye hayat verir.

Olur da o nefesini tutarsa her şey yok olur.

Bu soluk sende, senin sesinde de titreşiyor.

Ve senin soluduğun, Tanrı’ nın soluğudur ve 

Sen bunu bilmiyorsun”

Antakyalı Theophilos


Kitabın Künyesi

Kitabın Adı: Sonsuza Kadar

Yazarı: Susana Tamaro

Yayınevi: Can Yayınları

Sayfa Sayısı: 161

Yayınlanma Yılı: 2011 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR KİTAP - ROMANTİKA

Size Romantika’yı anlatmaya çalışacağım desem, umursamayacaksınız, biliyorum. Şu Çılgın Türkler’in yazarı, Turgut Özakman’ın yazdığı bir kitap dersem? Turgut Özakman’dan romantik bir aşk hikayesi. İlk basım tarihi Ocak 2000, benim okuduğum ise yedinci baskısı. Yaklaşık beş yıldır aklımda; ama bir türlü alıp okuyamamıştım, hep araya başka kitaplar girdi, unuttum. Romantika, yazarımızın ikinci kitabıdır. Yazarımızın, Diriliş-Çanakkale, Cumhuriyet-Türk Mucizesi gibi çok değerli kitapları bazı kitaplarındandır. 28 Eylül 2013’te, 83 yaşında vefat etmiştir. Geçen yine farklı bir kitabı almak için gitmiştim, yokmuş, rafta Romantika’ya takıldım, aradığım kitap da yoktu, demek bu kitabı okuma zamanım gelmişti. Elime aldım, sayfalarını çevirdim, beni saracak gibi hissettim, kitap kapağı da çok güzel. Kabartma şeklinde iki kelebek.  Hikayeyi romanımızın kahramanı Doğan Hoca’nın kızı Şirin’den dinliyoruz. Doğan Hoca 1960’lı yıllarda, sanat tarihi kürsüsünde aydın bir doçenttir. Sağ-sol çat

BİR KİTAP - KORKU - OSHO

Osho’yu bilmeyenimiz yoktur. Daha çocuk denecek yaşlarda, başkaları tarafından ezberletileni kabullenmektense, kendi gerçekliğini deneyimlemeyi tercih etmiştir. Kendisi ‘Asi Ruh’ olarak da anılıyor. 1931 yılında Hindistan’da doğmuştur. Tüm Hindistan’ı dolaşarak, tutucu din adamlarına meydan okumuştur. Hiçbir geleneğe ait olmadığını söyleyen Osho’nun, öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki sevenlerine yaptığı konuşmalar otuzdan fazla dile çevrilmiş, altı yüzden fazla cilt halinde yayımlanmıştır. 1985 yılında yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçlamasıyla gözaltına alınmış ve bu sırada yavaş yavaş zehirlendiği söylenmiştir. Osho, Doğu’nun meditasyon teknikleri ile Batı’nın terapi yöntemlerine yepyeni bir bakış açısı getirmiştir. Toplum, din, politika, felsefe, psikoloji ve insanın varoluş ilişkisini ele alan Osho, bu konularda ileri sürdüğü oldukça cesur ve kalıpları kıran savları, söylemleri ve iddiaları ile birçok otoritenin tepkisini çekmiştir. Bazen dine karşı bazen dinin

"BOŞ KAYIK"

Karşı kıyısına geçiyorsa insan bir ırmağın Ve kendi sandalına boş bir kayık çarparsa, Aksi bir insan olmasına rağmen Çok öfkelenmeyecektir. Ancak kayıkta bir insan görürse Uzak durması için bağıracaktır ona. Feryadı duyulmazsa, tekrar bağıracaktır, Ve bir daha ve lanet okumaya başlayacaktır. Ve bunların hepsi kayıkta biri olduğu için. Eğer kayık boş olsaydı, Bağırmayacak ve öfkelenmeyecekti. Boşaltabilirsen kayığını Dünya ırmağını geçerken, Kimse sana engel olmayacak, Kimse sana zarar vermeye çalışmayacaktır.                                                     OSHO Bu şiiri ilk okuduğumda çok sevmiştim, bugün bir dostum, Osho'nun 'Boş Kayık' kitabından bir şey paylaşmış, onu okuyunca, hemen aklıma bu şiiri geldi. Okuyunca tekrar sevdim, hatta daha çok sevdim. İnsanın, bazen bazı şeyleri anlamlandırışı, yorumlayışı, zaman içerisinde değişebiliyor.